Ziya Yılmazer ile sözlü tarih görüşmesi 2. bölüm

Abstract

Ziya Yılmazer, ilkokul yıllarında Amerikan yardımı olarak süt tozunun öğrencilere dağıtıldığını, zayıf, çelimsiz görünen çocuklara balık yağı verildiğini ve veremden sıkça söz edildiğini hatırlamaktadır (00:03:30). 1960’lı yıllarda Üsküdar’da ispirto içen meşhur ayyaşlar vardır (00:05:00). Üniversitede ders aldığı hocalardan bahsederek özellikle tarih bölümü hocalarının ders anlatmaktan ziyade not yazdırdıklarını belirtir. Fotokopi makinesine erişim imkanı olmadığı için öğrenciler not tutmak zorundadır. Fotokopi makinaları 1975’ten sonra yaygınlaşır (00:12:20). Eğitimini tamamlandıktan sonra Din Dersi ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak Yalova Lisesi’ne atanır. Yılmazer, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışmak istemez. 1970’lerde Din Dersi seçmeli, Ahlak Dersi ise zorunludur (00:20:05). 1977 yılında yedek subay olarak askerlik yapar. Ehliyeti yoktur ancak acemiliği ulaştırma biriminde yapar. 1978 yılında sağ-sol çatışmaları yoğundur. Maraş ve Çorum Olayları o tarihlere denk gelir. Bu olaylar sebebiyle askerliği daha önceki dönemlere göre daha disiplinli geçer (00:23:30). Askerlik dönüşü Tekirdağ İmam Hatip Okulu’na atanır. Öğretmen olmadığı için Felsefe, Mantık, Sosyoloji ve Biyoloji derslerine de girer. 1980’de İstanbul, Ümraniye’ye tayin olur. Yine Üsküdar Toptaşı’nda yaşamaya başlar (00:28:00). 1981’de Yüksek İslam Enstitüsü’ne 30 asistan alınır. Haberi tesadüfen öğrenir ve İnkılap Tarihi bölümüne müracaat eder. 1982 yılında araştırma görevlisi olur (00:33:00). Lise yıllarında musiki ile ilgilenir. Bu birikimini öğretmenlik yıllarında öğrencileriyle paylaşır (00:34:14). Yüksek lisans ve doktora alımlarında referanslar etkili olmaktadır. 1980 öncesinde doktora yapabilmek için profesörün öğrenciyle çalışmak istediğini belirten bir yazı yazması gerektiğini kaydeder (00:37:00). İlahiyat Fakültesi’nde göreve başladıktan sonra 1975’te başlayıp yarıda bıraktığı doktorasını tamamlar (00:39:20). Doktora hocası Bekir Kütükoğlu’na dair bir anısını anlatır. Kütükoğlu, Yılmazer’in tez savunmasından sonra çıktıkları yemek esnasında kalp krizi neticesinde hayatını kaybeder (00:46:45). 1995 yılında doçentliğe müracaat eder. İlk mülakatta başarılı olamaz ve 1996 yılında doçent, 2003 yılında profesör olur (00:48:35). 1960’lı yıllardan itibaren Ümraniye’nin gelişimine şahitlik eder (00:51:00). Şehirde her dönemde insanların güvenlik endişesi yaşadığı kanaatindedir (00:52:25). Yılmazer için İstanbul’un öne çıkan en önemli özelliği tarihi kimliğidir (00:53:58). Akademik çalışmaları, Osmanlı dönemi kaynak eserlerinin neşri üzerinedir. Bu tercihinin sebeplerinden ve hazırladığı eserlerden bahseder (01:00:40). Kendi öğrencilik dönemiyle günümüz arasında öğrenci ciddiyeti açısından çok fark olmadığını dile getirir (01:02:53). İstanbullu olmasa da kendisini başka bir yere de ait hissetmemektedir (01:04:35). Çocukluğunda Üsküdar sokaklarında ayı oynatan insanlar görmektedir. Yine o dönemlerde sara hastalarının çok yaygın olduğunu hatırlamaktadır (01:06:05).